Mesai Bitince: Şehirde Yazı Verimli Geçirme Rehberi
Kültür sanat etkinliklerinden keyifli bir teras buluşmasına, mesai bittikten sonra yazı verimli geçirebileceğiniz şehir aktivitelerini mercek altına alıyoruz.
Tüm BMW
Modelleri
Tüm MINI
Modelleri
Tüm JAGUAR
Modelleri
Tüm RANGE ROVER
Modelleri
Tüm BMW MOTORRAD
Modelleri
Kültür sanat etkinliklerinden keyifli bir teras buluşmasına, mesai bittikten sonra yazı verimli geçirebileceğiniz şehir aktivitelerini mercek altına alıyoruz.
Credit: unsplash.com– Jahanzeb Ahsan
Laptop kapanıyor ama şehir hala uyanık… Gün batımına doğru zaman akıp giderken ve sıcaklar yavaş yavaş serinliğe dönerken sokaklar keşfedilmeyi bekleyen anlarla dolu. Büyük bir tatil için plan yapmayı beklemeden önce, yaz mevsiminin sunduğu enerji ve tempoyla küçük kaçamaklar yapmak mümkün. İster bir sokak arasında kafenin terasında bir kahve, ister sahilde gün batımı yürüyüşü olsun; yaz mevsimi günün yorgunluğunu atmanızı sağlayacak kaçamaklarıyla her anı bir molaya dönüştürüyor. Bu kez, iş hayatının temposundan uzaklaşmak ve sosyalleşmek isteyenler için yazı doyasıya yaşamanın en güzel önerilerini sizlerle paylaşıyoruz.
Credit: unsplash.com – Shadrina Izzati
Güneş'in ilk ışıkları gökyüzünde belirirken, sokaklar hala sessiz ve serinliğini koruyor. Yoğun bir güne başlamadan önce yazın tadını çıkarmak için en iyi fırsat ise sabah saatlerinde saklanıyor. Hayatın yavaşladığı o anlarda deniz kenarında iyi bir kahveyle güne başlamak ya da kulaklığı takıp parkta yürüyüşe çıkmak, insanın zihnini dinginleştiriyor. Güne başlamadan önce kendinize ayırdığınız bu kısacık molalar, bütün günün ruhunu pozitife çeviriyor. Dış dünyanın sesi henüz yükselmeye başlamadan önce, not defterine yazılan düşünceler, birkaç dakika durup derin nefes almak veya sevdiğiniz bir şarkıyı mırıldamak, belki de en yaratıcı fikirlerin temelini oluşturuyor. Unutmayın ki, üretkenliğin sırrı bazen sessizliğin tam ortasında saklı!
Toplantılar tüm hızıyla devam ederken, bilgisayar ekranından başınızı kaldırdığınızda öğle arasının yaklaştığını fark ettiğiniz o an... Öğle arasını yalnızca yemek yiyerek değil, minik kaçamaklar yaparak değerlendirmek mümkün. Ofisin yakınlarında yeşil alanlar varsa, hafif bir yürüyüş yapmak veya ağaçların gölgesinde dinlenerek zihni arındırmak bu kaçamakların başında geliyor. Eğer öğle arası uzunsa, küçük bir keşfe çıkmanın tam zamanı! Ofisin yakınlarındaki bir kitapçıya uğrayıp sevdiğiniz yazarların kitaplarını incelemek, yakınlardaki sergilere giderek yeni eserlere göz gezdirmek günün geri kalanına daha dingin ve odaklı olarak devam etmenizi sağlıyor.
Credit: pexels.com – Yan Krukau
Yaz mevsiminin enerjisiyle birlikte gelen kültür sanat etkinlikleri de şehirde hız kesmeden devam ediyor. Sizin için şehirdeki farklı etkinlikleri listeledik.
Açık hava etkinlikleri denildiğinde ilk olarak akla konserler geliyor. Bu festivallerin başında ise 19 Temmuz'da Chalet Garden'da düzenlenecek olan Coctail & Chill Festivali geliyor. Uluslararası arenada adını sıkça duyuran DJ Enzo Siffredi, Soul Grinders, Orkun Bozdemir ve Diana Swan'ın sahne alacağı konser, hem enfes kokteylleri, hem de müzik ziyafeti ile unutulmaz bir deneyim yaşamayı vaad ediyor.
Konser seçkimiz ise şöyle: Kanadalı bir indie rock grubu olan Mother Mother, 22 Temmuz akşamı Maximum Uniq Açık Hava sahnesinde. Merakla beklenen bir diğer konser ise 2000’li yılların başında NSYNC grubuyla müzik kariyerine başlayan, ardından solo performansıyla devam eden ve dünya çapında adını duyurmayı başaran Justin Timberlake konseri var. Konserin 30 Temmuz’da İTÜ Stadyumu'nda gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Swissôtel The Bosphorus, yepyeni etkinlik serisiyle Chalet Garden'da yazın keyfini sonuna kadar yaşamanızı sağlıyor. Jazz & Chill etkinliğinde modern caz tınıları, Swisôtel'in atmosferiyle buluşuyor. Etkinlik sürecinde 20 Temmuz'da Fatih Erkoç, 21 Temmuz'da La La Land, 27 Temmuz'da Monica Molina, 28 Temmuz'da Charlies Angels, 10 Ağustos'ta ise Paul Sanchez'in sahne alması planlanıyor. Müziğin ritmine kendinizi kaptıracağınız bu etkinlik, yaz akşamlarının büyüleyici atmosferini sonuna kadar yaşamanızı sağlıyor.
Yerli sanatçıların konserlerini takvimine eklemek isteyenlere, cazdan kabareye uzanan zengin repertuvarıyla Zuhal Olcay'ın 23 Temmuz'da gerçekleştireceği ENKA Açıkhava Tiyatrosu konserini kaçırmamalarını öneriyoruz.
Credit: Feriye İstanbul
Yazın en keyif dolu etkinliklerinden biri de açık havaya taşınan sinemalar: KüçükÇiftlik Park ve karşısındaki The Ritz-Carlton Otel, açık hava sineması programıyla yaz akşamlarını eğlenceye dönüştürüyor. Etiler'deki Hillside City Club, her Salı ve Perşembe günü farklı filmlerle sinema keyfini bambaşka bir boyuta taşıyor. Perşembe günleri The Peninsula Hotel, terasını açık hava sinemasına dönüştürürken, Beykoz'daki Vitriol Çiftlik çiftlik konseptiyle film akşamlarını unutulmaz kılıyor. Fenerbahçe Parkı'nın hemen yanındaki İstanbul Yelken 1952, Beşiktaş'taki Feriye İstanbul, boğaz manzarasıyla Four Seasons Hotel Bosphorus, ENKA'nın Başka Sinema seçkisi ve Swissotel The Bosphorus'un ağaçlarla çevrelenen korusunda “Açık Havada Popcorn Kokusu Var” temasıyla başlattığı sinema geceleri katılabileceğiniz etkinlikler arasında yer alıyor. Üstelik, Zorlu PSM'nin Vestel Amfi Sahnesi’nde ücretsiz film gösterileri de yaz boyunca devam ediyor.
Credit: pexels.com – Rui Dias
Yaz denildiğinde mutlu bir güne uyanmanın en dingin yollarından biri de, güneşi selamlamak: Şehrin stresinden uzaklaşmak ve doğayla bağ kurmak isteyenler Kalamış Marina'da yaz boyunca gerçekleştirilen yoga etkinlikleriyle bedenini ve zihnini arındırıyor. Kuş cıvıltıları eşliğinde yapılan yoganın keyfi ise bir başka oluyor.
Yaz aylarında sinema kadar tiyatroya da zaman ayırmak isteyenler için de önerilerimiz var: Eski ve yeni, modern ve geleneksel kutupları arasında salınan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü sahnelere taşıyan Serkan Keskin, onlarca surete büründüğü oyunculuk performansıyla 21 Temmuz'da tiyatro severlere muhteşem bir deneyim yaşatmayı planlıyor. Bir iskeledeki kanlı çatışmadan kurtulan kişinin polis teşhisinde bir araya gelmesiyle başlayan Olağan Şüpheliler isimli tiyatro eseri ise, 4 Ağustos'ta izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Tüm bu etkinlikler ENKA Açıkhava Tiyatro'sunda sahneleniyor.
Credit: Doug Aitken “İçimdeki Şehir” Sergisi – Borusan Contemporary
Sanat etkinliklerine daha fazla vakit ayırmak isteyenler için, yaz boyunca farklı sanatçıların sergileri de sanatseverlerle bir araya geliyor. Doug Aitken'in Borusan Contemporary'de gerçekleştirdiği ilk kişisel sergisi İçimdeki Şehir, sanatçının 2006-2024 yılları arasındaki eserlerini bir arada sunuyor. 17 Ağustos'a kadar devam edecek olan serginin küratörlüğünü Jérôme Sans üstleniyor. Sergi, modern yaşamın karmaşıklığı, neoliberal küreselleşme döneminde özgürlüğün anlamı ve bu durumun yalnızlaşma sürecindeki etkilerini konu ediniyor. Ayrıca insanlar ve teknoloji arasındaki ilişki de farklı bir bakış açısıyla gözler önüne seriliyor.
Franz Erhard Walther'in Heykel Olma Teşebbüsü sergisi, 5 Ekim'e kadar devam ediyor. Küratörlüğünü Selen Ansen'in üstlendiği sergi, sanatçının zaman ve mekanda bedensel mevcudiyet biçimlerini yaratırken süregelen üretimine ayna tutuyor. Arter'in 3. ve 4. kat galerine yerleştirilen eserler, altmış yılı aşkın bir zaman dilimini kapsıyor. Küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer'in üstlendiği Basınç Altında Duyun Üstünde sergisi, 11 Ocak'a kadar Arter'de izleyici ile buluşuyor. 15 sanatçının heykel, resim ve fotoğraf gibi mecralarda ürettiği 33 yapıtı bir araya getiren sergi, göç, ekonomik sorunlar, uluslararası çatışmalar, felaketler ve sosyal adaletsizliğin yarattığı kaygıları merkeze alıyor.
Credit: unsplash.com – Vladyslav Tobolenko
Yaz aylarında düzenlenen etkinlikler ve arkadaş buluşmalarının tadı bir başka oluyor. Ancak uzun bir iş gününden sonra kalabalık bir mekana gitmek istemiyor ancak evde oturup televizyon izlemekten de sıkılıyorsanız hafif, sakin ve huzurlu sosyalleşmeler için terasın keyfini sürme vakti geldi demektir. İş çıkışı buluşmalarını keyifli balkonlara taşımak, güneşin çekilmeye başladığı o saatlerde hafif bir müzik, leziz kokteyller ve loş ışıklar ile terasta sofra hazırlamak birçok kişi için günü kapatmanın en keyifli yolu. Kalabalıklar yerine küçük ve samimi bir grupla buluşmak, bazen de kahve demleyip iki kişilik keyifli bir sohbete katılmak yaz aylarının en keyifli anlarına şahitlik ediyor.
Kısacası, yaz tatili yalnızca valizle çıkılan uzun tatil yolculuklarını kapsamıyor. Şehirde kaldığınız dönemlerde kendinize minik alanlar açmak, şehir yavaşlamışken sabah kahvesini bir deniz kenarında yudumlamak, öğle aralarını kısa bir yürüyüşle değerlendirmek, akşamları heyecanla beklediğiniz sanatçıların sergilerini doyasıya gezmek, bir sahil kasabasında uzanmak kadar iyi gelebiliyor insana. Küçük ama sürdürülebilir alışkanlıklar sayesinde, yaz kaçıp gitmeden onu şehirde yakalamak ve tatil gibi hissettiren anlar yaratmak artık çok kolay!