Credit: unsplash.com - @bykurt
Atatürk’ü Anmak ve Anlamak: Türkiye Cumhuriyeti Devrimleri
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, yaptığı devrimlerle tüm zamanlara ışık tutan Ulu Önder Atatürk'ü, aramızdan ayrılışının 85'inci yılında her zamankinden daha çok özlüyor, bizlere emanet ettiği değerleri gururla taşıyoruz.
Credit: unsplash.com - @bykurt
Türkiye Cumhuriyeti'nin milli yas günü olan 10 Kasım’da, Mustafa Kemal Atatürk'ü anmak için onun hakkında daha çok şey okuyup öğrenmemiz gerektiğine inanıyor, ülkemize kattığı ilke ve devrimleri gelecek nesillere aktarıyoruz. İleri görüşlü, yenilikçi ve çok yönlü bir lider olan Atatürk'ün Türk milletine kazandırdığı manevi mirasına sahip çıkıyor, yaptığı yeniliklerden iz bırakanlara daha yakından bakmak için tarihin tozlu sayfalarına ışık tutuyoruz.
Soyadı Kanunu
Eski zamanlarda toplum içindeki bireyler yalnızca ön adlarıyla anılıyor, dini veya sosyal unvanlarıyla ayrımcılığa uğruyordu. Özellikle toplumsal ilişkilerde aksaklıklara neden olan ön adlar, nüfus kayıtlarının karışmasına, askerlik ve iktisadi ilişkilerin zorlukla yapılmasına sebep oluyordu. Sosyal ilişkilere önemli bir düzen getirme amacıyla yapılan Soyadı Kanunu, Türk milletinin birey olmasında ve çağdaş toplumlara ayak uydurabilmesindeki en önemli adımlar arasında gösteriliyor. 1934 yılında kabul edilen bu kanun, TBMM'nin Mustafa Kemal'e vermiş olduğu Atatürk soyadıyla birlikte daha da güçlendi.
Şapka ve Kıyafet Devrimi
Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak isteyen Mustafa Kemal Atatürk, uygarlığın en doğal işareti olan giyim-kuşama çok önem veriyordu. Kılık kıyafetin Batı ülkelerdeki normlara uygun hale getirilmesi için, fes, takke, şalvar, cübbe gibi kıyafetleri kaldırmış, 1925 yılında Şapka ve Kıyafet Devrimi’yle çağdaş giyim tarzını topluma yansıtmıştı. Bu devrimle birlikte Türk milletinin hem dış görünüş hem de yaşayış biçimiyle çağdaş ve modern bir topluluk olduğunu tüm dünyaya kanıtladı.
Harf ve Dil Devrimi
Türkiye'de, harf devrimi yapılmadan önce Arapça ve Farsça kökenli sözcükler kullanılıyor, Batılılaşma için atılan adımlar yetersiz kalıyordu. Milli duygu ve dil arasındaki bağın çok kuvvetli olduğunu bilen Atatürk, Türk dilindeki sorunu dönemin aydınları gibi görüyor ve Türkçenin yabancı kökenli sözcüklerden arındırılması gerektiğine inanıyordu. 1932 yılında kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti ile, Osmanlı alfabesinin geçerliliği son bularak Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe getirildi. Mustafa Kemal Atatürk, Türk alfabesini milleti bilgisizlikten kurtarabilecek bir araç olarak görüyor, içinde vatan sevgisi olan herkesin Türkçeyi öğrenmesi ve öğretmesi gerektiğine inanıyordu.
Eğitim Alanında Yapılan Devrimler
İslami eğitim veren medreselerin toplumdaki ihtiyaçlara cevap veremeyeceğini öngören Atatürk, eğitim alanında da büyük devrimlere imza attı. Medreseleri kaldırıp tüm okulları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlayan Mustafa Kemal, kız ve erkek çocuklar arasındaki eğitim eşitliği hakkını sağlamak için laik ve çağdaş bir eğitim sistemi kurdu. Türk yükseköğretiminde bir dönüm noktası olan Üniversite Reformu ise, İstanbul Darülfünun kaldırılması ve İstanbul Üniversitesi'nin kurulmasına önayak oldu.
Ekonomi Devrimi
Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş uygarlığa erişme yolunda atması gereken adımlardan biri de ekonomik kalkınmaydı. Yönetimin, Osmanlı'dan devraldığı dış borçları bitirmesi, yeni bir yaşam kurması ve ekonomiyi kalkındırması için ciddi girişimlerde bulunması gerekiyordu. Lozan Antlaşması’yla kapitülasyonlar kaldırıldı ve dış borçlar bağımsızlığımıza dokunulmayacak şekilde düzenlendi. Milli ekonominin temelinin tarım olduğunu düşünen Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında aşar vergisini kaldırarak köylünün ferahlamasını, çiftçinin hem kendini geçindirmesini hem de ülkesi için üretime geçmesini teşvik etti. 1927'de çıkarılan Sanayii Teşvik Yasası, sanayi hareketlerini hızlandırırken, küçük esnafa ucuz ve kolay kredi vererek üretim desteklendi. Milli bir anlayışla yürütülen ekonomi çalışmaları sonunda 46 fabrika kuruldu ve Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığının temelleri atıldı.
Kadın Hakları
Kurtuluş Savası esnasında Türk kadınının vermiş olduğu mücadeleye tanık olan ve her seferinde bunu takdir eden Atatürk, Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle birlikte kadınlara toplumsal olarak yeni bir bakış açısı kazandıran liderlerin başında geliyor. Atatürk'ün kadınlar için ekonomik, sosyal ve siyasal konularda hazırladığı iyileştirici planlar, günümüzde bile önemini taşıyan miras, velayet ve eğitim hakkını içinde barındırıyor. Geçmiş yıllarda tanıklık ettiğimiz kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi, Atatürk'ün getirdiği evlenme ilkesiyle birlikte sınırlandırıldı. Batılı ülkelerde bile büyük bir mücadeleden sonra kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkı, 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üstünde göklere yükselmeye layıksın.'' sözleriyle kadınlara armağan edildi.
Kültür-Sanat Alanındaki İlkeler
Türk milletinin kültür sanat alanında atılım yapmasını isteyen Atatürk, müzik, resim, sahne gibi birçok sanat dalıyla yakından ilgileniyordu. Yüzyıllarca yasak olan heykel ve resim konusundaki tüm yasakları kaldıran Atatürk, ''Dünyada medenî olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir.'' sözleriyle sanatçılara önemli bir şekilde destek veriyordu. Ülkenin çeşitli yerlerinde bugün hala gezebildiğimiz müzelerin açılmasını sağlayan Mustafa Kemal, güzel sanatlar öğrencilerinin yurt dışına gönderilerek deneyimlerini artırması için çalışmalar yapıyordu.
Bilim Alanındaki Yenilikler
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte bilim ve teknik adına yeni çalışmalar başlatılmış, bu çalışmaların başına Atatürk'ün yenilikçi ilkeleri getirilmişti. Ömrü boyunca kendini bilime adayan Mustafa Kemal, eğitim alanında yapılan değişikliklerle birlikte matematik alanında Cahit Arf, Sabri Gürtop, fizik alanında Sait Akpınar, astronomi alanında Nüshet Gökdoğan, Hüsnü Seçkin gibi bilim insanlarının çalışmalarını desteklemiş, öğrencilerin devlet bursu ile yurtdışında eğitim almasını sağlamıştı. Geometrik terimleri Türkçe'ye uyarlayarak bir kitapta toplayan Atatürk'ün ''Hayatta en hakiki mürşit bilimdir; fendir.'' sözü ise bilime verdiği önemi en iyi şekilde anlatıyor.
Credit: unsplash.com - @ereneskiz
Ebediyete intikal edişinin 85. yılında, ileri görüşlülüğü sayesinde büyük devrimlere imza atan Ulu Önder Atatürk'ü, sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.