Credit: "Another Different Habit", Heterosis, 2023.
Şehirdeki ilhamın peşinden koşmak ve sonbahara yakışır bir şekilde sanata doymak için, bu aralar radarımızda olan sergileri derledik.
Aritmi, Borusan Contemporary
Küratörlüğünü Alice Sharp'ın yaptığı Aritmi sergisi, Mat Collishaw'ın Albrecht Dürer ve Ernst Haeckel’dan yola çıkarak bilim ve sanat arasında kurduğu köprünün izlerini taşıyor. Düzensiz kalp atışı anlamına gelen serginin ismi, zorlayıcı iklim krizi koşullarına dair geniş bir bakış açısı sunarken, dünyaya verdiğimiz tepkilerle doğadaki akışın bozulmasına atfediyor. Sanatçı, Pandora isimli eserinde Mahşerin Dört Atlısını yapay zeka ile birleştirirken, Fısıldayan Otlar ve Haseki Küpesi eserinde gösterişten uzak bitkilerin güzelliğini vurguluyor. Eserlerinde teknoloji ve doğanın arasındaki ilişkiye dair yeni yollar gösteren Collishaw, yaklaşan ekolojik afetler üzerine de dikkat çekiyor.
Dijital Mitolojiler, Borusan Contemporary
Credit: John Gerrard, Endling (Martha), 2020.
Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez'in yaptığı Dijital Mitolojiler sergisi, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu'ndaki seçilmiş çalışmaları sanatseverler için bir araya getiriyor. Yeni medyanın izini süren bu sergide, manipüle edilmiş fotoğraflar, video yerleştirmeleri, neon heykeller, kolaj ve tuval çalışmaları sergileniyor. Brigitte Kowanz, Keith Sonnier gibi sanatçılara ait eserlerin bulunduğu örgü sergide, aslında pek az izleyicinin fark edebildiği bir detay var. Borusan Contemporary’nin kafeteryasında Ayşe Erkmen'e ait olan yer heykeli, renklerin dış dünyaya yaptığı göndermeleri soyut bir şekilde ifade ediyor. 16 Eylül'de başlayan serginin, 18 Ağustos 2024 tarihine kadar devam ediyor.
85 Çığlık: Munch’tan Sonra, Dirimart Dolapdere
Credit: Sarkis 100 Çığlık: Munch’tan Sonra, 2014-2015
Dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturan Dirimart, bu kez Dolapdere'deki sergi alanında Sarkis'in 85 Çığlık: Munch’tan Sonra sergisine ev sahipliğini yapıyor. 15 Ekim'e kadar devam eden sergide, Sarkis'in Kasım 2014 ve Ocak 2015 tarihleri arasında ürettiği eserlere yer veriliyor. Sanatçının çocukluk yıllarında gazetede gördüğü Munch’ın Çığlık tablosundan ilham alarak ürettiği sergi, insan çığlığının hızını yakalamaya çalışırken kağıt üzerine aktardığı yüz adet yağlı boya eserden oluşuyor. Fırça kullanmadan hazırlanan eserler, 1938 yılından başlayarak film şeridi gibi sıralanıyor ve otobiyografik bir döngü yaratıyor.
Meşgul Şehir, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü
Credit: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesinin ardından İstanbul’u işgal edenleri merkezine alan bir araştırma sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun yaptığı bu sergide, İstanbul politik, kültürel ve sosyal açılardan ele alınıyor. İtilaf devletlerinin şehirden ayrılması ve Türk ordusunun şehre girişinin yansıtıldığı sergi, unutulmuş bireylere, olaylara ve görkemli tarihe yeniden ışık tutmayı hedefliyor. 26 Aralık'a kadar devam edecek olan sergide, Türkiye, Yunanistan, Fransa, Ermenistan, Rusya ve çeşitli ülkelerden toplanan resmi belgeler, filmler, şarkılar, tablolar ve fotoğrafların birçoğu, ilk defa sergileniyor.
Yalnız Değiliz: Bir Panicattack Duo 2054, Perform İstanbul
Credit: Room 303, 2021 Meat Space Exhibition @Koppel Project Hive
Perform İstanbul, 15 Eylül ile 31 Aralık tarihleri arasında Naz Balkaya ile Emily Demetriou tarafından yürütülen performatif bir sergiyi ağırlıyor. Kadınsı erdemleri ve geleceğe dair korkuları konu alan bu sergi, korkularla yüzleşmeyi amaçlıyor. Alışılmışın dışında bir deneyim sunan performans ve sergideki hikaye, aslında 2020'li yıllardan başlayıp 2050'ye kadar uzanıyor. 3 yıldır hazırlıkları devam eden sergi, katılımcıların sergi boyunca bir yolculuğu takip etmelerini sağlıyor.
Pasaj, Arter
Credit: Nuri Kuzucan - Pasaj (Arter Yayınları, 2023). Kitap Tasarımı- Ayşe Bozkurt. Fotoğraf-Sena Nur Taştekne
Geçmişte ve günümüzde ortaya çıkardığı eserleri Arter'de bir araya getiren Nuri Kuzucan, mekanı kendine özgü düzenlemeleriyle resimsel bir kompozisyon olarak kurguluyor. Zihinsel ve algısal akışkanlığı merkeze koyan serginin, yılın son gününe kadar ziyaretçilerle bir araya gelmesi amaçlanıyor. Pasaj ismini koyarak ziyaretçilere geçiş alanı sunan sanatçı Kuzucan, imgelerine anlam atfetmek yerine her ziyaretçinin kendi birikimlerine göre eserlerini yorumlamasını tercih ediyor.
Sonsuz, Arter
Credit: Sarkis, Respiro (detay), 2015, Neon, ayna, suluboya, parmak izleri, ses yerleştirmesi, Değişken boyutlar.
Her eserini farklı yorumlara açık olacak şekilde üreten Sarkis, bir mekanda var olmanın çağrışımları üzerine kurguladığı Sonsuz sergisiyle, Arter'e konuk oluyor. Sergide, sanatçının 2015 yılında Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için gerçekleştirdiği Respiro isimli yerleştirmesinden parçalara yer verilirken, aynı zamanda sergiye özel olarak üretilen eserler de sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sarkis, aslında sergilerinde kendinden önce gelen sanatçılarla kurduğu eşsiz ilişkileri de devam ettiriyor.