Geri

Credit: unsplash.com – Planet Volumes

Bir sabah uyanıyorsunuz ve kahvenizi bir robot hazırlıyor. Süt oranınızı ezberlemiş, fincanı narin bir el becerisiyle tutuyor, o sırada ise mutfakta favori şarkılarınızın olduğu çalma listesini açıyor. Tuhaf mı? Belki birkaç yıl önce “tuhaf”tı. Ama bugün, teknoloji yalnızca fonksiyonları değil, duyguları da programlamaya çalışıyor. Üstelik bu yalnızca Batı merkezli bir bilim kurgu fantezisi değil; Tokyo’dan Şanghay’a, Kaliforniya’dan Münih’e kadar gerçek bir dönüşüm yaşanıyor. Biz de bu dönüşümü robotik tarihinden geleceğe, mercek altına alıyoruz.

Japonya: İnsan-Robot İlişkisinin Duygusal Arkeolojisi

Robotik Devrimin Eşiğinde: Bizi Neler Bekliyor?

Credit: unsplash.com – Possessed Photography

Robotik devrim anlatılırken Japonya’yı dışarda bırakmak, Louvre’dan Da Vinci’yi çıkarmaya benzer. 1980’lerde yalnızca otomasyonun değil, duygusal zekâya sahip robotların da öncülüğünü yapan Japonya, bu konuda bir “medeniyet perspektifi” sundu. Sony’nin AIBO köpeğinden Honda’nın ASIMO’suna kadar birçok örnek, Japon kültüründe robotları tehdit değil, bir tür sosyal varlık olarak gören bir anlayışın ürünüydü.

Japon halkı için bir robot; yalnız yaşlanan bir bireye arkadaş, bir otelde karşılayan zarif bir konuksever ya da çocuklar için öğretmen olabilir. Robotlarla bu kadar iç içe bir kültür, felsefi soruları da beraberinde getiriyor: Bir robotla bağ kurmak, bir insanla kurmakla aynı mıdır? Peki ya hissetmeyi simüle eden bir makine, gerçekten hissediyor olabilir mi?

Boston Dynamics: Kas Hareketinden Kültürel Harekete

Robotik Devrimin Eşiğinde: Bizi Neler Bekliyor?

Credit: Boston Dynamics

Japonya duyguları işliyorken, Boston Dynamics kaslara odaklandı. Şirketin Spot, Atlas ve Stretch gibi robotları, mühendislik açısından neredeyse kusursuz bir denge, hız ve refleks yeteneğine sahip. Ama onları kültürel bir fenomene dönüştüren şey, yalnızca teknolojik kapasite değildi.

YouTube’da dans eden robotlar, parkur atlayan makineler ya da şarkı eşliğinde ritim tutan dört ayaklı modeller… Boston Dynamics, robotların yalnızca fiziksel değil, medyatik de olabileceğini gösterdi. Popüler kültürle kurduğu bu bağ, onları fütüristik arayışların kahramanları haline getirdi. Ama bu "hayranlık", yerini bazen ürpertiye de bırakıyor. Zira bu robotlar artık yalnızca gösteri için değil, askeri, lojistik ve endüstriyel alanlarda da kullanılmak üzere geliştiriliyor.

Çin’in Sessiz ve Güçlü Yükselişi: Endüstri 5.0’ın Yeni Lokomotifi

Robotik Devrimin Eşiğinde: Bizi Neler Bekliyor?

Credit: pexels.com – Hyundai Motor Group

Batı Boston Dynamics’i konuşurken, Çin daha az sesle ama çok daha büyük adımlarla yoluna devam ediyor. İlk olarak bilişimde, sonra mobil teknolojide, ardından da otomotiv ve batarya sektörlerinde küresel rekabeti şekillendiren Çin, bugün robotikte de sahnenin önüne ilerliyor.

Özellikle Shenzhen ve Hangzhou gibi şehirler, yüzlerce AI destekli robotik girişime ev sahipliği yapıyor. Çamaşır katlayan robotlardan endüstriyel kol robotlarına, eczane asistanlarından restoran servis robotlarına kadar geniş bir yelpaze söz konusu. Ancak Çin'in asıl farkı, bu teknolojileri iç piyasada büyük bir hızla entegre edebilmesi. Yani orada robotlar, fuar vitrini değil; markette, hastanede, okulda çalışan birer “vatandaş.”

Yapay Zekâ ve Yeni Etik Paradigmalar

Robotik Devrimin Eşiğinde: Bizi Neler Bekliyor?

Credit: unsplash.com – Alex Shuper

Bugün robotları yöneten en önemli unsur, yapay zekâ. Önceden yalnızca motor hareketleriyle sınırlı olan robotlar, artık öğrenebilen, hatta öğrenmeyi öğrenebilen sistemlere sahip. Örneğin OpenAI, Google DeepMind ve Anthropic gibi şirketler, robotlara yalnızca “ne yapmaları gerektiğini” değil, “nasıl karar vermeleri gerektiğini” de öğretiyor.

Bu gelişmeler elbette beraberinde karmaşık etik sorunlar da getiriyor: Robotların karar verme mekanizması hangi değerlere dayanmalı? Bir robot, insanla eşdeğer sorumluluk alabilir mi? Örneğin, bir bakım evi robotu yaşlı bir kişinin hayatını tehlikeye atarsa bu kimin suçu olur?

Evlerimizdeki Yeni Misafirler: Teknolojik Dokunuş

Robotik Devrimin Eşiğinde: Bizi Neler Bekliyor?

Credit: unsplash.com – Taiki Ishikawa

Son olarak, bu devrim yalnızca endüstriyel değil, gündelik yaşamı da dönüştürüyor. LG, Samsung, Dyson ve Roborock gibi markalar, “smart home” kavramını gerçek bir deneyime dönüştürüyor. Ev içi yardımcı robotlar yalnızca temizlik yapmıyor; sizin yaşam stilinizi öğreniyor, rutinlerinize göre optimize oluyor, hatta bazen kahve makinesini tam saatinde çalıştırmayı ihmal etmiyor.

Bu robotlar, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda estetik tasarım objeleri haline gelmiş durumda. Minimal çizgiler, yumuşak malzemeler, sessiz çalışma prensibi… Teknoloji, artık evin bir yabancısı değil; dekoratif bir üyesi.

Robotik devrim artık bir gelecek senaryosu değil, yaşadığımız bir çağın içinde gerçekleşiyor. Bu çağ, yalnızca algoritmalarla değil, anlamlarla da inşa ediliyor. Belki de en önemli soru şu: Teknoloji bize hizmet ederken, biz ona ne öğretiyoruz? Çünkü bu yeni dünyada, robotları yalnızca biz şekillendirmiyoruz; biz de onların şekillendirdiği bir dünyada yaşıyoruz.

Yaşam Mayıs 13, 2025
Borusan Oto Online Butik ve Aksesuar

Yakında Sizlerle

Hizmet verdiğimiz tüm markalarımızın butik ve aksesuar ürünlerini inceleyip satın alabileceğiniz Borusan Oto Online Butik ve Aksesuar platformumuz çok yakında sizlerle!

Borusan Oto E-Bülteni

Borusan Oto’dan ve temsil ettiğimiz markalardan en son gelişmeleri, heyecan verici yenilikleri ve özel fırsatları paylaştığımız aylık Borusan Oto E-bülten’ini keyifle okumak için formu doldurarak üye olabilirsiniz.


Kişisel verilerinizin işlenmesi hakkında aydınlatma metnini buradan inceleyebilirsiniz.