Teknolojinin Sınırları: Yapay Zeka Yüzümüzden Neleri Anlayabilir?
İnsanların yüzünün resminden zeka, siyasi tercih ve hatta cinsel yönelim gibi özelliklerini ayırt edebilen yapay zeka modelini mercek altına aldık.
Tüm BMW
Modelleri
Tüm MINI
Modelleri
Tüm JAGUAR
Modelleri
Tüm LAND ROVER
Modelleri
Tüm BMW MOTORRAD
Modelleri
İnsanların yüzünün resminden zeka, siyasi tercih ve hatta cinsel yönelim gibi özelliklerini ayırt edebilen yapay zeka modelini mercek altına aldık.
Credit: unsplash.com – @johnmcclane
Bir kişinin yalnızca yüzüne bakarak duyguları, ruh hali ve hatta sağlığı hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Peki cinsel yönelim, zeka veya siyasi tercihleri gibi daha karmaşık özellikleri yüzüne bakarak tahmin etmek mümkün mü? Bilim dünyası bu soruya cevap ararken, Stanford Üniversitesi'ndeki bir araştırmacı yalnızca yüzünüzün resmine bakarak cinsel yöneliminiz, politik tercihleriniz gibi en özel düşüncelerinizi tahmin edebilecek bir yapay zeka geliştirdiğini iddia ediyor. İlk başta heyecan verici gibi görünen bu uygulama, etik sorunları da beraberinde getiren bir teknoloji.
Bilim mi, Tahmin mi?
Credit: unsplash.com – @pawel_czerwinski
Teknoloji dünyasında yaşanan gelişmeler arttıkça yapay zeka kullanımı insan-makine etkileşimini ileri seviyelere taşımaya devam ediyor. İnsanların yüz hatları ile zihinsel özellikleri arasındaki gizli bağlantıları ortaya çıkarmak amacıyla çalışmalara başlayan psikolog Michal Kosinski, geliştirdiği Al modelinin yalnızca yüzünüze bakarak kimliğinize ait en mahrem kısımları açığa çıkardığını söylüyor. Üstelik, yapay zeka modelini geliştirmek için sosyal medya sitelerindeki on binlerce görüntüden faydalandığını düşünün. Kulağa ürkütücü geliyor, değil mi? Daha önce sosyal medya platformlarındaki beğenilerin kişilik özellikleri hakkında bağlantılı olduğunu söyleyen Kosinski, gizlilik tehdidi konusunda insanları uyarıyor da.
Bu yapay zeka, internetten yüz binlerce görüntünün toplanıp makineye aktarılmasıyla öğrenmeye başlayan bir AI modeli. Eğitildikten sonra, farklı verilerle besleniyor ve hiç görmediği yüz resimleri hakkında tahminlerde bulunuyor. Yapay zeka modelinin yalnızca yüz resimlerine bakarak eşcinsel ve heteroseksüel erkekler arasında %91 doğruluk oranıyla ayrım yapabildiğini gösteren çalışmalar mevcut. Buna zıt olarak insanlar ise bu ayrımı ancak %61 oranında doğru yapabilmiş. Yüz binlerce görüntünün kullanıldığı başka bir araştırmada ise, yüz tanıma modelinin insanların siyasi tercihleri hakkında %72 oranında doğru tahminler yaptığı söyleniyor.
Yapay Zeka Tahminlerinin Etik Boyutları
Credit: unsplash.com – @steve_j
Bilim insanları, zeka veya cinsel yönelim gibi karmaşık insan özelliklerinin yüz ifadelerinden veya yüz yapılarından anlaşılabileceğine dair yeterli kanıtın olmadığını savunuyor. Yalnızca yüz tipine bakarak siyasi yönelimleri belirlemenin toplumdaki ayrıştırmaları artırabileceği konusunda eleştiriler de söz konusu. Öyle ki Al'ın bu tür tahminlerde bulunması, bilim dünyası için modern bir ''phrenology''; yani eski zamanlarda kafatası yapısına bakarak insanların kişilik özelliklerini tahmin eden ve hatalı olduğu kanıtlanan yöntemlerin dijital versiyonu.
Üstelik yapay zekanın bir yüz resmine bakarak cinsel yönelim ve zeka gibi özellikleri tahmin etmesi, etik açıdan da ciddi sorunlar barındıran bir mesele. Bu tür teknolojilerin, yanlış kişiler tarafından kullanıldığında ayrımcılık aracı haline gelebileceği söyleniliyor. Kosinski'ye göre bu teknoloji sebebiyle, özellikle kimliğini gizli tutmak ya da topluma uyum sağlamaya çalışan insanlar yapay zeka tarafından cezalandırılmış oluyor. Yapay zekanın yüz analizi konusunda başarılı olup olmadığı konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, bazı kişiler bu durumun fizyonomi destekli bir distopya olduğuna hemfikir.
Credit: unsplash.com – @steve_j
Yapay zeka her ne kadar insanlığın en büyük buluşlarından biri olarak kabul edilse de, aynı zamanda en büyük tehlikelerden biri olma potansiyeli birçok kişiyi korkutur durumda. Cinsel yönelim veya zeka gibi derin insani özellikleri, yalnızca bir yüz ifadesine indirgeyerek tanımlamaya çalışmanın, haksızlıklara yol açabileceği de düşünülüyor. Sonuç ne olursa olsun, bilim dünyası insanlığa hizmet etmek için geliştirilen teknolojinin, insan haklarına ve etik değerlere olan saygısını korumak zorunda olduğunu belirtiyor.