Sürdürülebilir zihinden bahsettiğimiz yazı serimizin ikinci kısmı ile yeniden sizlerle buluşuyoruz. Serimizin, yeni öğrenme biçimi olan bildiklerimizi unutma sürecini anlatan ilk yazısını buradan inceleyebilirsiniz.

Bildiklerinizi unutmak, geçmişte etkili olan ve fakat şu an ilerlemenizi sınırlandıran davranışları ve zihin durumunu bırakmak, bu davranışlardan ve durumdan uzaklaşmak ve onların çerçevesini yeniden çizmek anlamına geliyor.

Bildiklerinizi unutmak bir kere olan ve biten bir durum değil; alışılmış, ihtiyatlı ve tekrar eden pratiklerden uzaklaşmayı ve geleceğe bakmak için şimdiki zamanın durumsal gerçekliğine adapte olmayı gerektiren bir sistem.

Bildiklerinizi unutmak uzun, zahmetli, sizi yeni ve zorlu etik seçimler -bulunduğunuz coğrafya, kültürel iklim ve kişisel kaçınılmazlık duygunuz arasında kurduğunuz ilişki ile tanımladığınız seçimler- yapmaya teşvik eden bir süreç. Kişinin kendinin tamamen farkında olup dünya üzerindeki fiziki durumunu temel alarak yeniden yapılandırdığı bir tahayyül hali. Kapitalist kaçınılmazlığın dikte ettiği ‘başka bir alternatif yok’ vurgusuna karşı araçsal yeterlilik yerine değerleri kılavuz alan eylemlere yönelmenin bir alternatif olması gibi…

Bu da bizi sürdürülebilirliği günlük hayatımıza gerçek anlamıyla dahil etme noktasında yapacağımız seçimler üzerinde bir kez daha düşünmeye davet ediyor. Zira günlük hayatımızı sürdürülebilirlik saikleri ile yeniden şekillendirmeden önce bu sürece zihnimizde ve beynimizde işlerlik kazandırmamız gerekiyor.

Şimdi yavaşlamaya ve yavaş yaşamaya bir de bu zihinsel patikanın izinden giderek bakalım…

Yavaş yaşamak, yavaşlığı odağına alan bir yaşam şekli. Hız açısından değil, fakat bir şeyleri yaparken telaş etmemek ve zaman ayırmak açısından.

Bir hareket, bir zihin yapısı.

Sürdürülebilirliğin Zihindeki Yeni Yolculuğu.

Özellikle bir yaşam şekli değişikliği gerektiriyorsa, yeni bir şeylere başlarken kurallara veya rehberlere bakmak elbette çok kolay. Ve bu her zaman yaptığımız şey, değil mi? Yavaş yaşamanın ise bel bağlayabileceğiniz herhangi ’10 ipucu’ veya ‘başlangıç sırları’ yok ve bu, bu yaşam şekline yeni olanlar için bir mevzu.

Yavaş yaşamak bir zihin yapısı, bir bilinç. Yaşama karşı bir yaklaşım yolu. Benim için uygun olanlar, sizin için uygun olmayabilir. Burada herkese uyan ortak bir yaklaşım yok, bu yaklaşımı sizin kendiniz belirlemeniz gerekiyor. Ve yavaş yaşamayı bu denli güçlü kılan da bu. Seçimlerinizin tasarruflarını yine siz sahipleniyorsunuz; seçimleriniz yüzünden kimseyi sorumlu tutamadığınız gibi kestirmeden de gidemiyorsunuz.

Yavaş yaşamayı destekleyen ve cesaretlendiren gruplar ve topluluklar elbette var, ancak hiçbiri yavaş yaşamanın kurallarının ne olup ne olmadığını koyacak merkeziyete sahip değil. Olamazlar da. Kimse size yavaş yaşamayı ‘yanlış’ yaptığınızı söyleyemez.

Yavaş yaşamanın derinlerine indikçe sizin için neyin uygun olup neyin uygun olmadığını keşfetmeye başlıyorsunuz. Amaç yaşamınızı geliştirmek; bir şeyleri doğru yapıp yapmadığınız konusunda strese girmek değil. Yavaş yaşamaya başlamaya karar verdiğinizde zihin yapınızda topyekün bir değişim gerekiyor. Yaşamınızda neyin önemli olduğuna karar vermeniz ve ağırlıklardan kurtulup boşluklara izin vermeniz gerekiyor. Keyif almasanız dahi dahil olmanızı salık veren aktiviteleri düşünüp onları değer vereceklerinizle değiştirmeniz gerekiyor. Bir şey yaparken sadece o şeyi yapmayı ve o şeyi başkalarının değil kendi standartlarınıza göre iyi şekilde yapmayı çözmeniz gerekiyor. Ve tüm bu arkadaki sesler ve dikkat dağıtıcılar ortadan kaybolduğunda gerçekten kim olduğunuzu keşfetmeniz gerekiyor.

Meşgul olmaktan neden övgüyle söz ediyoruz ve birçok işi aynı anda yapma kültürünü yüceltiyoruz?

Sürdürülebilirliğin Zihindeki Yeni Yolculuğu.

İnsanlık tarihi çizgisinin bir yerinde biz meşgul olmaktan övgüyle söz eder olduk. Ne kadar meşgulseniz o kadar başarılı ve iyi bir insandınız artık. Bir şeyleri yapmaya zaman ayırıyorsanız veya ajandanızda doldurulmamış bir alan varsa veya işinizi yetiştirmeniz gereken bir tarih yoksa, bir şekilde tembeldiniz. Ama aynı zamanda hepimiz boş zamanımız olsun diye çırpınıyor ve güneşin altında kokteylimizi yudumlayıp rahatlayacağımız bir tatilin hayalini kuruyorduk.

Hepimiz hazzı kazanmamız gerektiği inancı ile büyüdük; zamanı kazanmalıydık, hayatı kazanmalıydık.

Yavaş yaşamak bu inanç ile birlikte davranışlarımıza işleyen rutinlerimizin (koşullanmalarımızın mı demeliyiz) karşısında duruyor. Her gün, ofiste çalışıyor olsanız dahi, deniz kenarındaymış gibi hissetmenizi sağlıyor. Ve kendinizi bu harikulade kumsal sahnesi içinde hissetmenizin nedeni hiçbir şey yapmamanın tembelliğinden değil, yaptığınız şeyi en doğru şekli ile yapacak vakti ayırmaktan ve onu takdir etmekten kaynaklanıyor.

Eğer çalışıyorsanız, çalışın. Eğer yemek yapıyorsanız, yemek yapın. Eğer yemek yiyorsanız, yemek yiyin. Eğer iletişim kuruyorsanız, iletişim kurun. Eğer yemek yerken çalışıyorsanız ve televizyon izliyorsanız tüm işleri bir araya sıkıştırıyorsunuz ve hiçbirisini doğru yapmıyorsunuz demektir. İşiniz vasatın altında kalacaktır, sindirim sisteminiz kilitlenecektir ve programın yarısını kaçırıyorsunuzdur.

Yavaşladığınızda bir arada yapmanız gerektiğini düşündüğünüz hiçbir şeyin aslında gerekmediğini fark edeceksiniz.

Yaşam Nisan 08, 2022
Borusan Oto Online Butik ve Aksesuar

Yakında Sizlerle

Hizmet verdiğimiz tüm markalarımızın butik ve aksesuar ürünlerini inceleyip satın alabileceğiniz Borusan Oto Online Butik ve Aksesuar platformumuz çok yakında sizlerle!

Borusan Oto E-Bülteni

Borusan Oto’dan ve temsil ettiğimiz markalardan en son gelişmeleri, heyecan verici yenilikleri ve özel fırsatları paylaştığımız aylık Borusan Oto E-bülten’ini keyifle okumak için formu doldurarak üye olabilirsiniz.


Kişisel verilerinizin işlenmesi hakkında aydınlatma metnini buradan inceleyebilirsiniz.